Barış Vakfı, Afrin’e düzenlenen askeri operasyon öncesi yaptıkları “Savaş Bir Halk Sağlı Sorunudur” başlıklı açıklamanedeniyle yargılanmaları başlayacak olan eski TTB Merkez Konsey Üyeleriyle dayanışmak amacıyla bugün Ankara’da TTB yönetimini ziyaret etti.
Ankara’da TTB Genel Merkezinde gerçekleşen görüşmede Barış Vakfı heyetindeHakan Tahmaz, Fatma Bastan Ünsal, Azime Bilgin, Sevgi İnce, Hüsnü Öndül, İshak Karakaş , Ayşe Aydoğan, Nusret Doğruak ve Ali Şükran Aktaş yer aldı. Barış Vakfı heyetini TTB Merkez Konsey Başkan, Sinan Adıyaman, sayman Selma Güngör , eski başkanı Raşit Türkel ve Şehmuz Gökalp Karşıladı.
Ziyarette Yönetimi Kurulu adına konuşan Vakıf Başkanı Hakan Tahmaz:Türkiye kötülüğün sıradanlaştığı zor bir dönemden geçiyor. Dünya kamuoyu önünde TTB değil, Türkiye yargılanıyor. İnsan hakları, barış, adalet, hukuk, demokrasi, özgürlük adına olmaması gereken her şey bir bir oluyor. Muktedirlerce ölümün kutsandığı dönemde “Savaş Halk Sağlığı Sorunudur” açıklaması yapan ülkenin en kıymetli kurumu TTB Merkez Konsey üyeleri yargılanıyor. Sokakta etnik kimliği nedeniyle Kürt yurttaşlarımızın üzerine kurşun yağdırılıyor, öldürülüyor. Ülke yönetimini yazılarında, açıklamalarında, konuşmalarında eleştiren, barış isteyen, uyaran akademisyenler, gazeteciler, muhalif siyasetçiler, sivil toplum yöneticileri işlerinden oluyor,yargılanıyor, tutuklanıyor. Daha da kötüsü “vatan haini” ilan ediliyorlar. Toplum çok yönlü kutuplaştı.
Kısa bir süre önce TTB’niniki eski yöneticisi, barış mücadelesinde aynı saflarda bulunduğumuz ve bu ülkenin onurlu insanlarındanProf. Dr.Gencay GürsoyveProf.Dr. Şebnem Korur Fincancı ’ya mahkeme üst sınırdan ceza verdi. Bu durum bile tek başına ülkede hukukun, yargının dolayısıyla ülke yönetiminin nasıl bir çıkmazda olduğunu gösteriyor.
İki gün önce Cumhurbaşkanına hareket, darbe çağrısı ve halkı silahlı isyana çağırmakgibi suç şüphesiyle Metin Akpınar ve Müjdat Gezen ’in iki gün gözetiminde sabah saatlerinde savcılığa ifadeye getirilmeleri süreci anlamak isteyenlere çok şey anlatıyor olsa gerek.
Barış Akademisyenlerinin “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı açıklaması sonrası maruz kaldıkları uygulamaya benzer bir uygulama,en son 12 Eylül askeri darbe döneminde Aydınlar Dilekçesi yargılamasında şahit olmuştu.
Yalnız bir farkla.Aydınlar dilekçesinde 12 Eylül döneminde yargılan aydınların yargılanmaları berat ile sonuçlandı. Bugünise, akademisyenler, aydınlar, yazarlar, sanatçılar,siyasetçiler, sivil toplum örgütü yöneticileriiktidarın hoşuna gitmeyen düşünceleriifade ettikleri için cezalandırılıyor, tutuklanıyor, işlerinden atılıyorlar.
Bu gidişle, bırakalım düşünce özgürlüğünün tümden yok edilmesini,düşünmenin bizzat kendisi suçlama konunu olmaya yetecek.Özgürlüğün, adaletin, barışın, özgür yaşamın hayalini bilekurmak suçlama, yargılama konusu yapılacak.
Biz, böylesine zor dönemde barışın sesini yükseltenlerle, eleştirilerini, uyarılarını cesaretle yapanlarla dayanışmanın gösterilmesinin elzem olduğunu kanaatindeyiz.
Yargılanan salt TTB Merkez Konseyi üyeleri değil, geleceğimiz, Türkiye’nin dünya kamuoyu nezdindeki onurudur.
Bu nedenle yargılanmanın sonucunun Türkiye’nin barışına katkı sunacak, yanlış yolda olanları uyaran ve umudu büyüten bir karar çıkmasını temenni ediyoruz dedi.
Daha sonra söz alan TTB başkanı Sinan Adıyaman ise ziyaretten duydukları memnuniyeti belirterek. Biz farklı yollardan da solsa hep birlikte barış için çalışıyoruz. Bu gün bu türden dayanışma ve yanyana geliş çok önemle dedi
27 Aralık 2019 Perşembe günü Ankara 32 Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmayı Vakıf Başkanı Haklan Tahmaz ve Denetim Kurulu üyesi İshak Karakaş izledi.